🎬 IMDb’ye Göre En İyi 50 Anime (Tüm Zamanlar)

 IMDB: 8.5
 Yayın Yılı: 2014
 Sezon: 1
 Bölüm Sayısı: 11
 Yapımcı: Tatsunoko Production
 Platform: İnternet

Konusu:

Ping Pong the Animation, lise çağındaki iki çocukluk arkadaşının – Smile ve Peco’nun – masa tenisi tutkusu etrafında şekillenen hikâyesini anlatıyor. Peco, özgüveni yüksek ve yetenekli bir oyuncuyken, Smile daha içine kapanık ve stratejik bir karakter. İkisinin farklı kişilikleri ve rakiplerle karşılaşmaları, sporun sadece fiziksel değil aynı zamanda zihinsel ve duygusal yönlerini de ortaya koyuyor.

Anime, klasik bir spor serisi olmaktan çok daha fazlasını sunuyor. Karakterlerin kişisel gelişim süreçleri, özgüvenlerini bulma mücadeleleri ve dostluk bağlarının sınanması işleniyor. Masa tenisinin temposu, dramatik sahnelerle birleşerek izleyiciyi ekrana kilitliyor.

Benim yorumum: Açıkçası çizim tarzı ilk başta biraz “farklı” gelebilir, çünkü alışılmış anime estetiğinin dışında minimalist bir görsellik var. Ama hikâyeye girdikten sonra bu tarzın ne kadar güçlü bir atmosfer yarattığını fark ediyorsunuz. Spor animeleri arasında kesinlikle ayrı bir yere sahip

 IMDB: 8.5
 Yayın Yılı: 1992–1995
 Sezon: 4
 Bölüm Sayısı: 112
 Yapımcı: Studio Pierrot
 Platform: İnternet

Konusu:

Yu Yu Hakusho, haylaz bir lise öğrencisi olan Yusuke Urameshi’nin hikâyesini anlatıyor. Yusuke, bir çocuğu kurtarmak için kendini feda ederek ölür ama ruh dünyasında beklenmedik bir sürprizle karşılaşır: Ölüm zamanından önce gelmiştir! Bunun üzerine “ruh dedektifi” olarak yeniden hayata döner. Görevi, insan dünyası ile ruhlar âlemi arasındaki dengeyi korumaktır.

Seri boyunca Yusuke, Kurama, Hiei ve Kuwabara ile güçlü bir ekip kurar. Hem insanları hem de ruh dünyasını tehdit eden güçlü düşmanlarla yüzleşirler. Turnuvalar, epik dövüşler ve dostluk bağlarıyla dolu bir macera izleyiciyi bekler.

Benim yorumum: Yu Yu Hakusho, klasik shounen ruhunu taşıyan ama aynı zamanda zamanına göre oldukça yenilikçi bir yapım. Özellikle Dark Tournament arc’ı hâlâ anime tarihinin en iyi turnuva arc’larından biri sayılıyor. Eğer eski shounen’leri seviyorsanız kesinlikle kaçırmamanız lazım.

 IMDB: 8.5
 Yayın Yılı: 1996–1999
 Sezon: 3
 Bölüm Sayısı: 95
 Yapımcı: Studio Gallop, Studio Deen
 Platform: İnternet

Konusu:

Samurai X (Rurouni Kenshin), Meiji döneminin ilk yıllarında geçen tarihi bir samuray hikâyesi. Baş karakterimiz Himura Kenshin, geçmişte sayısız kişiyi öldürmüş efsanevi bir suikastçı. Ancak savaşın ardından kılıcını bırakıp insanlara yardım etmeye, adalet ve barış için yaşamaya karar verir. Fakat geçmişi, peşini kolay kolay bırakmaz.

Seri boyunca Kenshin, yeni dostlar edinir, aşkı bulur ve aynı zamanda eski düşmanlarıyla yüzleşmek zorunda kalır. Aksiyon sahneleri, samuray onuru ve dramatik hikâye örgüsüyle izleyiciyi içine çeker. Özellikle Trust & Betrayal (Tsuioku-hen) OVA’sı, Kenshin’in geçmişini karanlık bir tonda gözler önüne serer.

Benim yorumum: Samurai X, “hem aksiyon hem duygu istiyorum” diyenler için efsane bir anime. Kenshin’in hem samimiyeti hem de geçmişinin ağırlığı arasında sıkışmış ruhu, karakteri unutulmaz yapıyor. Final sahneleri hâlâ izleyicinin kalbini burkan türden.

 IMDB: 8.5
 Yayın Yılı: 2002–2005
 Sezon: 2
 Bölüm Sayısı: 52
 Yapımcı: Production I.G
 Platform: İnternet

Konusu:

Siberpunk dünyasının en ikonik eserlerinden biri olan Ghost in the Shell: Stand Alone Complex, gelecekte yapay zekâ, siber beyin implantları ve dijitalleşmenin hayatın her alanına girdiği bir dönemi anlatıyor. Major Motoko Kusanagi ve ekibi, toplumun güvenliğini tehdit eden hacker’larla, komplolarla ve teknolojik suçlarla mücadele ediyor.

Seri, sadece aksiyon sahneleriyle değil; aynı zamanda “insan nedir?”, “bilinç nerede başlar ve biter?” gibi felsefi sorularla da dikkat çekiyor. Her bölüm ayrı bir polisiye vaka gibi işlenirken, ana hikâye örgüsü de yavaş yavaş örülüyor.

Benim yorumum: Cyberpunk atmosferini seviyorsanız, bu anime tam bir başyapıt!  Hem derin diyalogları hem de zekice yazılmış komplolarıyla sadece bir aksiyon animesi değil, aynı zamanda bir düşünce egzersizi. İzledikten sonra uzun süre aklınızda kalacak sahneler barındırıyor.

 IMDb: 8.5
 Yıl: 1986–1989
 Sezon: 5
 Bölüm: 153
 Yapımcı: Toei Animation
 Platform: Internet

Konusu:

Dragon Ball, küçük yaşta dağlarda yaşayan saf ve güçlü bir çocuk olan Son Goku’nun maceralarını konu alıyor. Goku’nun hayatı, Bulma adında zeki bir kızla tanışmasıyla tamamen değişir. İkili, dilekleri gerçekleştiren Dragon Ball’ları bulmak için heyecan verici bir yolculuğa çıkar.

Yolculuk boyunca, Yamcha, Krillin, Master Roshi gibi ikonik karakterler hikâyeye katılır ve macera giderek büyür. Dövüş sanatları turnuvaları, komedi dolu anlar ve Goku’nun içindeki sınırsız potansiyel, seriyi unutulmaz kılar.

Benim yorumum: Dragon Ball aslında birçok anime sever için başlangıç noktasıdır. Basit ama eğlenceli hikâyesiyle izleyeni içine çeker. Benim için nostaljik bir değer taşıyor, çünkü bugünkü shounen kültürünün temel taşlarından biri. Eğer “nereden başlamalıyım?” diye soruyorsanız, Dragon Ball en güzel cevaptır!

 IMDb: 8.5
 Yıl: 1999–2000
 Sezon: 1
 Bölüm: 43
 Yapımcı: Studio Pierrot
 Platform: Internet

Konusu:

Eikichi Onizuka, eski bir serseri ve motosiklet çetesi lideri olmasına rağmen, öğretmenlik yapmaya karar veren sıra dışı bir karakterdir. Okul disiplinine ve klasik eğitim yöntemlerine hiç uymayan Onizuka, öğrencilerin güvenini kazanmak için kendi yöntemlerini kullanır.

Her bölümde Onizuka, öğrencilerinin yaşadığı sosyal, psikolojik ve ailevi sorunlara farklı çözümler bulur. Mizahi öğeler ile duygusal anlar iç içe geçerken, izleyiciyi hem güldürüp hem de düşündürür.

Benim yorumum: GTO benim için sadece bir anime değil, hayat dersi gibi bir yapım. Onizuka’nın çılgın yöntemleri bazen “yok artık!” dedirtse de, içtenliği ve samimiyetiyle öğrencilerinin hayatını değiştirmesi çok etkileyici. Eğer öğretmenlik ve öğrencilik ilişkilerine farklı bir bakış açısı arıyorsanız, GTO tam size göre.

 IMDb: 8.5
 Yıl: 2005–2014
 Sezon: 2
 Bölüm: 46
 Yapımcı: Artland
 Platform: Internet

Konusu:

Mushi-Shi, doğanın en derin gizemlerinden biri olan “Mushi” adlı varlıkları konu alıyor. Ne tam olarak canlı, ne de cansız olan bu varlıklar, insanlar üzerinde bazen zararlı bazen de faydalı etkiler bırakabiliyor.

Ana karakterimiz Ginko, bir “Mushi-Ustası” olarak köy köy dolaşır, insanlara bu gizemli varlıklarla baş etmeleri konusunda yardımcı olur. Her bölüm bağımsız bir hikâye gibi işlenir, bu da seriyi felsefi bir masal derlemesi haline getirir.

Benim yorumum: Mushi-Shi, izlerken sizi adeta bir meditasyon haline sokuyor.  Sessiz, dingin ama derin anlamlar barındıran bir yapım. Eğer aksiyon patlamaları yerine huzurlu ama düşündürücü bir anime arıyorsanız, kesinlikle denemelisiniz.

 IMDb: 8.5
 Yıl: 2019–2021
 Sezon: 3
 Bölüm: 63
 Yapımcı: TMS Entertainment
 Platform: Crunchyroll / Internet

Konusu:

Fruits Basket, lise öğrencisi Tohru Honda’nın hayatına odaklanıyor. Ailesini kaybettikten sonra tesadüfen Soma ailesiyle tanışan Tohru, onların çok garip bir sırrını öğreniyor: Soma ailesinin üyeleri, karşı cinsten biriyle sarıldıklarında Çin zodyağındaki hayvanlara dönüşüyor!

Tohru’nun iyimserliği ve samimiyeti, Soma ailesinin karanlık geçmişine ve lanetli kaderlerine ışık tutuyor. Zaman ilerledikçe aile üyelerinin sırları, kırılganlıkları ve Tohru’nun onlara kattığı umut daha derin bir şekilde işleniyor.

Benim yorumum: Fruits Basket gerçekten tam anlamıyla kalbinize dokunacak bir anime . Hem romantizm hem dram hem de fantastik öğeleri bir arada bulunduruyor. Özellikle final sezonu beni gözyaşlarına boğmuştu… Eğer duygusal hikâyeleri seviyorsanız kesinlikle kaçırmayın.

 IMDb: 8.5
 Yıl: 2019–2022
 Sezon: 3
 Bölüm: 37 + 1 OVA + Film
 Yapımcı: A-1 Pictures
 Platform: Netflix

Konusu:

Kaguya-sama: Love is War, elit Shuchiin Akademisi’nin öğrenci konseyi başkan yardımcısı Kaguya Shinomiya ile başkan Miyuki Shirogane’nin zekâ dolu aşk savaşlarını konu alıyor. İkisi de birbirine âşık, fakat ilk itirafı yapanın “kaybedeceğine” inandıkları için sürekli taktiksel oyunlarla karşı tarafı itirafa zorlamaya çalışıyorlar.

Seri, romantik komedi türünü zekice kurgulanmış “aşk bir savaş alanıdır” temasıyla bambaşka bir noktaya taşıyor. Her bölümde zihin oyunları, absürt durumlar ve komik diyaloglar izleyiciyi kahkahaya boğarken, zaman zaman duygusal anlarla da kalplere dokunuyor.

Benim yorumum: Bu animeyi izlerken yüzümde sürekli bir tebessüm vardı . Kaguya ve Shirogane’nin aşk oyunları öylesine tatlı ki, hem romantizm hem de zekice yazılmış mizah sevenler için tam bir ziyafet. Üçüncü sezonun finali ise tam anlamıyla zirveydi!

 IMDb: 8.5
 Yıl: 2014–2015
 Sezon: 1
 Bölüm: 22
 Yapımcı: A-1 Pictures
 Platform: Netflix

Konusu:

Your Lie in April, genç bir piyano dahisi olan Kousei Arima’nın hikâyesini anlatıyor. Küçük yaşta annesinin baskısı ve ölümünün travmasıyla müziğe olan bağını kaybeden Kousei, adeta renksiz bir dünyada yaşamaya başlar. Ancak hayatına giren kemancı Kaori Miyazono, onun müzikle ve hayatla yeniden bağ kurmasını sağlar.

Seri boyunca müziğin iyileştirici gücü, dostluk, aşk ve kayıplarla yüzleşme gibi temalar işleniyor. Her bölümde klasik müzik eserleriyle iç içe geçen sahneler, izleyiciyi hem duygusal hem de estetik açıdan tatmin ediyor. Kaori’nin spontane ve enerjik kişiliği, Kousei’nin karanlığını aydınlatıyor.

Benim yorumum: Your Lie in April öyle bir anime ki… İzlerken gözyaşlarınızı tutmanız çok zor . Müzik sahneleri kalbime işledi diyebilirim. Duygusal bir yolculuk yaşamak istiyorsanız bu seri mutlaka listenizde olmalı. Özellikle final bölümü, izledikten sonra uzun süre aklınızdan çıkmıyor.

 IMDb: 8.5
 Yıl: 1986–1989
 Sezon: 5
 Bölüm: 153
 Yapımcı: Toei Animation
 Platform: İnternet / Türkiye’de yayın platformu yok

Konusu:

Dragon Ball, Son Goku’nun küçüklüğünden başlayarak efsanevi maceralarını konu alıyor. Goku, saf kalbi ve inanılmaz gücüyle yola çıkarken yanında Bulma, Krillin, Master Roshi gibi unutulmaz karakterler de yer alıyor. Amaçları Dragon Ball’ları bulmak ve Shenron’u çağırmak. Tabii ki bu yolculukta sayısız dövüş, turnuva ve düşman onları bekliyor.

Seri hem komedi hem de aksiyonu ustaca harmanlıyor. Goku’nun masumiyeti ve öğrenme isteği, izleyiciyi baştan sona kendine bağlıyor. Bu ilk seri, daha sonra efsaneleşecek Dragon Ball Z’nin de temelini atıyor.

Benim yorumum: Dragon Ball aslında anime tarihinin mihenk taşlarından biri.  İzlerken eski çizim stiline rağmen sizi içine çekiyor. Dövüş turnuvaları benim en sevdiğim kısımlardı. Eğer “nereden başlasam” diyorsanız, işte başlangıç noktası tam burası!

 IMDb: 8.5
 Yıl: 2004–2005
 Sezon: 1
 Bölüm: 26
 Yapımcı: Manglobe
 Platform: İnternet

Konusu:

Edo döneminin alternatif bir versiyonunda geçen hikâyede, tesadüf eseri yolları kesişen üç karakterin macerası anlatılır: Özgür ruhlu dövüşçü Mugen, disiplinli samuray Jin ve onlara yol arkadaşlığı yapan genç kız Fuu. Fuu, “güneş gibi kokan samurayı” bulmak için ikisini yanına alır ve birlikte tehlikelerle dolu bir yolculuğa çıkarlar.

Seri, tarihi Japonya’nın atmosferini hip-hop kültürüyle harmanlayarak benzersiz bir tarz yaratıyor. Dövüş sahneleri inanılmaz akıcı, müzikleri ise dönemin en özgün anime soundtracklerinden biri. Hem ciddi hem de eğlenceli anlarla dolu bir yapım.

Benim yorumum: Samurai Champloo benim için tam bir “tarz” animesi.  Hem tarihi bir yolculuk yapıyorsunuz hem de modern ritimlerle bambaşka bir havaya giriyorsunuz. Özellikle dövüş sahnelerinde gözünüzü ekrandan alamıyorsunuz. Eğer hem aksiyon hem de farklı bir deneyim arıyorsanız mutlaka izleyin!

 IMDb: 8.5
 Yıl: 1996 – günümüz
 Sezon: 30+ (halen devam ediyor)
 Bölüm: 1100+
 Yapımcı: TMS Entertainment
 Platform: İnternet

Konusu:

Genç dahi dedektif Shinichi Kudo, gizemli bir örgütün eline düşer ve zehirlenerek çocuk bedenine hapsolur. “Conan Edogawa” ismini alarak yaşamına devam eden Shinichi, gerçek bedenine kavuşmanın yolunu ararken bir yandan da çeşitli cinayetleri ve gizemli vakaları çözer.

Her bölüm, zekice kurgulanmış olay örgüleri ve sürpriz çözümleriyle izleyiciyi ekrana kilitler. Conan, küçücük bedeni ama devasa zekâsıyla en karmaşık vakaları bile çözmeyi başarır. Bunun yanında, arkadaşları ve Ran ile olan ilişkisi de hikâyeye duygusal bir boyut katar.

Benim yorumum: Meitantei Conan tam anlamıyla bir “sonsuz macera”.  Bir yandan cinayetleri çözerken bir yandan da Conan’ın kimliğini saklama çabası hiç sıkıcı olmuyor. Uzun soluklu olduğu için gözünüz korkabilir ama başlarsanız kendinizi bu gizem dolu dünyadan koparamazsınız.

 IMDb: 8.5
 Yıl: 2006 – 2007
 Sezon: 1
 Bölüm: 47
 Yapımcı: Madhouse
 Platform: İnternet

Konusu:

Nana, Tokyo’da yolları kesişen iki farklı genç kadının hikâyesini anlatıyor. Nana Osaki, güçlü, asi ve punk rock müziğe tutkuyla bağlı bir şarkıcıdır. Diğer Nana Komatsu ise saf, naif, aşkı arayan ve hayata biraz daha romantik bakan bir genç kızdır. İsimleri aynı olsa da hayatları ve karakterleri birbirinin tam zıddıdır.

İkili, tesadüf eseri aynı evde yaşamaya başlar. Zamanla aralarındaki dostluk, aşk, hayal kırıklıkları ve müzik tutkusu üzerinden ilerleyen hikâye, hem karakterlerin içsel çatışmalarını hem de hayatta ayakta kalma mücadelelerini gözler önüne serer. Özellikle aşk ve dostluğun karmaşık ilişkilerle harmanlandığı bu yapım, izleyicinin kalbine dokunan sahneleriyle bilinir.

Benim yorumum: Nana, shounen ya da aksiyon dolu animelerden farklı olarak tamamen insan ilişkilerine odaklanıyor. Gerçekçi, dramatik ve duygusal sahneleriyle adeta bir Japon dizisi izliyormuşsunuz gibi hissettiriyor. Eğer “hayattan kesit” tarzı animeleri seviyorsanız kesinlikle şans vermeniz gereken bir yapım.

 IMDb: 8.5
 Yıl: 2003 – 2004
 Sezon: 1
 Bölüm: 51
 Yapımcı: Bones
 Platform: Netflix / İnternet

Konusu:

Fullmetal Alchemist, Hiromu Arakawa’nın efsaneleşmiş mangasından uyarlanan ilk anime serisi. Edward ve Alphonse Elric kardeşler, annelerini geri getirmek için insan dönüşümüne kalkışır ancak bunun bedelini çok ağır öderler. Edward kolunu ve bacağını kaybederken, Alphonse’un ruhu bir zırha hapsolur. Bu trajik olaydan sonra kardeşler, kaybettiklerini geri kazanabilmek için “Felsefe Taşı”nı bulma yolculuğuna çıkar.

Seri boyunca kardeşlerin hem düşmanlarla hem de kendi içsel çatışmalarıyla mücadele ettiğini görürüz. Aksiyonun yanında dostluk, fedakârlık, ahlak ve güç gibi temalar işlenir. Özellikle insanlığın sınırlarını sorgulatan dramatik sahneleriyle izleyicinin zihnine kazınır.

Benim yorumum: Bu versiyon, Brotherhood kadar manga sadık olmasa da inanılmaz bir duygusal yoğunluğa sahip. Özellikle finali hâlâ birçok izleyicinin hafızasında yer eder. Karanlık atmosferi, dramatik yapısı ve kardeşlik temasını çok güçlü aktarıyor. Eğer daha olgun ve farklı bir deneyim istiyorsanız kesinlikle izlemelisiniz.

 IMDb: 8.5
 Yıl: 2016 – 2019
 Sezon: 3
 Bölüm: 37
 Yapımcı: Bones
 Platform: Netflix / Crunchyroll

Konusu:

Mob Psycho 100, ONE tarafından yaratılan (evet, One Punch Man’in de yaratıcısı) oldukça farklı bir seri. Shigeo “Mob” Kageyama isimli sıradan görünümlü bir ortaokul öğrencisinin aslında inanılmaz psişik güçlere sahip olmasını anlatıyor. Ama işin güzelliği, anime sadece dövüş ve güç şovundan ibaret değil; Mob’un kişisel gelişimi, duygusal dünyası ve arkadaşlıkları da derin bir şekilde işleniyor.

Mob, günlük hayatında duygularını bastırmaya çalışsa da, içindeki psişik gücü kontrol edemediği anlarda ortaya çıkan yıkıcı enerji gerçekten izleyeni ekrana kilitliyor. Eğlenceli sahneler, absürt mizah ve yoğun aksiyon bir araya gelince ortaya çok özel bir seri çıkıyor.

Benim yorumum: Mob Psycho 100, ilk başta biraz garip çizim tarzıyla izleyiciyi şaşırtıyor ama birkaç bölüm sonra bağımlılık yapıyor. Özellikle final sezonundaki duygusal yoğunluk beni çok etkilemişti. ONE gerçekten hem kahkaha attırıp hem de düşündürebilen bir hikâye ustası.

 IMDb: 8.5
 Yıl: 1997
 Sezon: Tek film
 Süre: 87 dakika
 Yapımcı: Gainax, Production I.G
 Platform: Netflix / İnternet

Konusu:

The End of Evangelion, Neon Genesis Evangelion serisinin alternatif finalini sunan kült bir anime filmi. Seri boyunca Shinji Ikari’nin içsel çatışmalarını ve insanlığın kaderine etki edecek kararlarını izledikten sonra, bu film adeta seyircinin aklını zorlayan bir kapanış getiriyor. Hem psikolojik hem de felsefi derinliğiyle anime tarihinin en tartışmalı yapımlarından biri.

Film, İnsan Enstrümantasyonu Projesi’nin son aşamalarına odaklanıyor. İnsanlığın varoluşunu sorgulatan bu süreçte Shinji’nin kararsızlıkları, Rei’nin rolü ve Asuka’nın ikonik savaş sahnesi unutulmaz anlar arasında yer alıyor. Görsel açıdan da 90’ların ötesinde bir deneyim sunuyor.

Benim yorumum: Bu filmi izlerken “ben ne seyrediyorum?” diye defalarca düşündüm ama sonunda “işte sanat bu!” dedim. Evangelion zaten başlı başına karmaşık bir eser, ama The End of Evangelion ile çıtayı bambaşka bir noktaya taşıyor. Eğer kafayı biraz yormak, biraz da derin düşüncelere dalmak istiyorsanız kesinlikle izlemelisiniz.

 IMDb: 8.5
 Yıl: 2012–devam ediyor
 Sezon: 5+ (Part’lere bölünmüş)
 Bölüm Sayısı: 190+
 Yapımcı: David Production
 Platform: Netflix / Crunchyroll

Konusu:

JoJo’s Bizarre Adventure, her biri farklı bir nesilde geçen, Joestar ailesinin olağanüstü maceralarını anlatan eşsiz bir shounen serisi. Hikâye, 19. yüzyıl İngiltere’sinde Jonathan Joestar ile başlıyor ve her bölümde farklı bir “JoJo”nun başrol olduğu yeni bir döneme geçiyoruz. Vampirlerden tut da, mistik Stand güçlerine kadar genişleyen bu evren, anime dünyasında benzersiz bir yere sahip.

Seri ilerledikçe her JoJo, kendi düşmanlarıyla savaşırken aile mirasını ve kaderini devam ettiriyor. Özellikle “Stand” adı verilen ruhani güçler, animeyi sıradan dövüş serilerinden ayırıyor. JoJo evreni, absürtlüğü, karizmatik karakterleri ve çılgın dövüş sahneleriyle tam bir kült haline gelmiş durumda.

Benim yorumum: JoJo izlerken ya çok seversiniz ya da hiç anlamazsınız . Ama kabul edelim, stilize edilmiş pozlar, dramatik replikler ve absürt mizahıyla anime dünyasında eşi benzeri yok. İlk başlarda alışması zor olsa da, bir kez girdiniz mi JoJo evreninden çıkmak imkânsız. Gerçekten “bizarre”!

 IMDb: 8.5
 Yıl: 2020–devam ediyor
 Sezon: 2
 Bölüm Sayısı: 47+
 Yapımcı: MAPPA
 Platform: Crunchyroll / İnternet

Konusu:

Modern Tokyo’nun göbeğinde geçen Jujutsu Kaisen, lanetli ruhların insanlar üzerinde yarattığı tehditleri ortadan kaldırmaya çalışan büyü kullanıcılarını konu alıyor. Hikâyemiz, sıradan bir lise öğrencisi olan Yuji Itadori’nin, arkadaşlarını kurtarmak için lanetli bir parmağı yutmasıyla başlıyor. Böylece Yuji, tarihin en güçlü laneti olan Sukuna’nın ev sahibi haline geliyor.

Seri boyunca Yuji, Gojo Satoru gibi güçlü öğretmenlerden eğitim alırken, Megumi ve Nobara ile birlikte dostluk ve fedakârlık dolu savaşlara giriyor. Karanlık atmosferi, dövüş koreografileri ve büyü sisteminin derinliğiyle anime, klasik shounenlerin modern bir yorumu gibi.

Benim yorumum: MAPPA burada adeta animasyon dersi veriyor. Dövüş sahneleri öyle akıcı ki izlerken sahnenin içine çekiliyorsunuz. Ayrıca Gojo’nun karizması ve Sukuna’nın dehşet verici varlığı, seriyi çok daha unutulmaz yapıyor. Hem eğlenceli, hem epik, hem de acı dolu anlarıyla Jujutsu Kaisen tam bir duygu seli!

 IMDb: 8.6
 Yıl: 1999–2004
 Sezon: 3 OVA serisi
 Bölüm Sayısı: Toplam 30+
 Yapımcı: Nippon Animation
 Platform: İnternet

Konusu:

Hunter x Hunter OVA’ları, 1999 yapımı orijinal Hunter x Hunter animesinin tamamlayıcı hikâyeleri olarak yayınlandı. Ana hikâyede yarım kalan kısımları devam ettirmek amacıyla çıkartılan bu OVA serileri, özellikle Yorknew City Arc ve sonrasındaki olayları izleyiciye aktarıyor.

OVA’lar, Gon ve Killua’nın yolculuğuna devam etmesini, Kurapika’nın intikam mücadelesini ve Hisoka’nın gizemli tavırlarını derinlemesine işliyor. Çizim tarzı ve atmosferi 90’lar animesinin o nostaljik havasını koruyarak daha karanlık bir tona kayıyor.

Benim yorumum: OVA bölümleri olmasına rağmen, serinin devamı açısından oldukça önemli. Özellikle Kurapika hayranları için bu kısımlar altın değerinde. Hikâyeyi manga ile paralel takip edenler için daha doyurucu bir deneyim sunuyor. O eski tip anime havası da cabası!

 IMDb: 8.6
 Yıl: 1982–1983
 Sezon: 1
 Bölüm Sayısı: 39
 Yapımcı: Studio Pierrot, DIC Audiovisuel
 Platform: İnternet

Konusu:

16. yüzyılda geçen bu klasik anime, İspanyol yetim Esteban’ın gizemli geçmişini ve Amerika kıtasındaki efsanevi altın şehirleri arayışını konu alıyor. Esteban, Zia ve Tao ile birlikte çıktığı bu yolculukta hem dostluk kuruyor hem de tehlikeli maceralara atılıyor. Özellikle İnka ve Maya uygarlıklarından esinlenilen mitolojik öğeler, seriyi sıradan bir macera hikâyesinden çok daha derin hale getiriyor.

Yolculuk boyunca karşılarına çıkan güçlü düşmanlar, kayıp medeniyetler ve antik sırlar, ekibin dayanışmasını sürekli sınar. Esteban’ın geçmişine dair ipuçları ile altın şehirlerin gizemleri birbirine bağlanarak, hem kahramanların kişisel yolculuğunu hem de tarihi bir serüveni aynı potada eritiyor.

Ayrıca yapımın müzikleri ve dönemine göre oldukça ileri olan çizimleri, izleyiciye gerçek bir keşif ruhu yaşatıyor. Bu da onu hem nostaljik hem de kült statüsüne yükselten unsurlardan biri.

Benim yorumum: Bu anime, eski ama altın değerinde bir eser. İzlerken çocukluk masalı gibi başlıyor ama ilerledikçe tarih ve efsanelerin büyülü bir karışımıyla seni içine çekiyor. Eğer macera ve gizem dolu klasik bir yapım arıyorsan, kesinlikle şans vermelisin.

 Yıl: 2013
 Sezon: Monogatari evreninin 4. bölümü
 Bölüm: 26
 Yapımcı: Shaft
 Platform: İnternet
 IMDb Puanı: 8.6

Konusu

Monogatari evreninin en karışık ama aynı zamanda en derin sezonlarından biri olan Second Season, karakterlerin geçmişlerini, travmalarını ve ilişkilerini daha detaylı bir şekilde önümüze seriyor. Bu sezon, Araragi Koyomi’nin çevresindeki kızlarla olan karmaşık ilişkilerini, doğaüstü olaylarla birleşen psikolojik çatışmalar üzerinden işliyor.

Hikâyenin temposu diğer sezonlara göre daha dramatik ve ağır ilerliyor. Özellikle Hanekawa, Nadeko ve Senjougahara gibi karakterlerin içsel dünyaları oldukça derinlemesine işleniyor. Fantastik öğeler ile felsefi tartışmaların harmanlandığı bir anlatım tarzı var.

Benim yorumum: Monogatari Series gerçekten alışılmışın dışında bir yapım. Diyaloglar bazen öylesine hızlı ve yoğun ki izlerken durdurup üzerine düşünmek gerekiyor. Eğer sıradan shounenlerden sıkıldıysanız, bu sezon size farklı bir bakış açısı katacaktır. Ayrıca görsel estetik olarak da tam bir sanat eseri!

 Yıl: 1999
 Sezon: OVA (Mini Seri)
 Bölüm: 4
 Yapımcı: Studio Deen
 Platform: İnternet
 IMDb Puanı: 8.6

Konusu:

Rurouni Kenshin’in bu OVA’sı, serinin başkahramanı Kenshin Himura’nın geçmişine ışık tutuyor. Onu “Hitokiri Battousai” olarak tanıdığımız, genç yaşta suikastçi olduğu zamanlara geri dönüyoruz. Japonya’nın iç savaş döneminde, Kenshin’in yaşadığı çelişkiler, katliamlar ve ağır yükler dramatik bir şekilde işleniyor.

Bu yapım, Kenshin’in aslında nasıl bir insana dönüştüğünü, neden kılıcı bırakmaya karar verdiğini ve içsel çatışmalarını derinlemesine ele alıyor. Romantizm, trajedi ve samuray onuru üzerine kurulu hikâye; hem sert hem de duygusal sahneleriyle izleyiciyi derinden etkiliyor.

Benim yorumum: Bence Trust and Betrayal, sadece bir anime değil aynı zamanda sanatsal bir başyapıt. Çizim kalitesi, müzikleri ve ağır atmosferiyle Kenshin’in iç dünyasına muazzam bir yolculuk yapıyoruz. Samurai temalı animeleri seviyorsanız, bu mini seriyi kaçırmamalısınız.

 Yıl: 1999–2001
 Sezon: 4
 Bölüm: 62
 Yapımcı: Nippon Animation
 Platform: İnternet
 IMDb Puanı: 8.6

Konusu:

Hunter x Hunter’ın ilk anime uyarlaması olan bu versiyon, Gon Freecss’in babası Ging’i bulmak için çıktığı yolculuğun başlangıcını anlatır. Gon, Hunter sınavına girerek Killua, Kurapika ve Leorio ile tanışır. Bu ekip, farklı amaçlarla aynı macerada birleşir ve birbirlerine sıkı bağlarla kenetlenir.

1999 yapımı versiyon, daha klasik bir anime çizim tarzına sahip ve özellikle duygusal anların yoğun işlenmesiyle öne çıkıyor. Yorknew City ve Greed Island öncesine kadar olan kısımlar bu seride ele alınıyor. Karakterler arası dostluk, fedakârlık ve adalet duygusu hikâyenin ana omurgasını oluşturuyor.

Benim yorumum: Açıkçası 1999 versiyonunun atmosferi çok farklı bir his veriyor. Daha karanlık ve dramatik bir ton hâkim. Yeni izleyiciler çoğunlukla 2011 versiyonunu tercih etse de, 1999 Hunter x Hunter bence duygusal anlatımıyla hâlâ çok özel bir yerde duruyor.

 Yıl: 2019
 Sezon: 4 (devam ediyor)
 Bölüm: 55+
 Yapımcı: Ufotable
 Platform: Netflix, Crunchyroll
 IMDb Puanı: 8.6

Konusu:

Demon Slayer, Taishō döneminde geçen ve şeytanlarla insanlar arasındaki amansız savaşı anlatan bir yapım. Ana karakterimiz Tanjiro Kamado’nun ailesi şeytanlar tarafından katledilir, kız kardeşi Nezuko ise bir şeytana dönüşür. Tanjiro’nun tek amacı Nezuko’yu yeniden insana dönüştürmek ve ailesinin intikamını almak olur.

Anime, nefes kesen kılıç dövüşleri ve duygusal derinliğiyle kısa sürede tüm dünyada popüler oldu. Ufotable’ın görsel efektleri, özellikle nefes teknikleri ve kılıç stillerini yansıtırken adeta bir görsel şölen sunuyor. Aynı zamanda aile bağları, fedakârlık ve azim temaları, izleyiciyi derinden etkiliyor.

Benim yorumum: Demon Slayer, sadece aksiyonuyla değil, aynı zamanda duygusal yönüyle de kalbime dokundu. Tanjiro’nun kararlılığı ve Nezuko ile arasındaki bağ, izlerken “işte bu yüzden anime izliyorum” dedirtiyor. Hem yeni başlayanlar hem de uzun süredir anime izleyenler için biçilmiş kaftan.

 Yıl: 2013
 Sezon: 1
 Bölüm: 25
 Yapımcı: Madhouse, MAPPA
 Platform: Internet
 IMDb Puanı: 8.7

Konusu:

Boksun heyecanını doruklarda hissettiren Hajime no Ippo: Rising, serinin üçüncü büyük sezonu olarak ringlere geri dönüyor. İppo Makunouchi’nin şampiyonluk yolculuğu, daha güçlü rakipler ve daha zorlu sınavlarla devam ediyor. Her maç, yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel bir savaşın da simgesi.

Bu sezonda izleyiciler, karakterlerin gelişimini ve psikolojik yönlerini daha yakından görüyor. Ringde yaşanan çarpıcı anlar, antrenman sahneleri ve dostluk bağları seriye farklı bir derinlik katıyor. Özellikle maçların animasyonu ve gerilimi, izleyiciyi koltuğa çivileyecek seviyede.

Benim yorumum: Rising, boksu hiç sevmeyen birine bile sporun adrenalinini hissettirebilecek kadar iyi bir sezon. İppo’nun mütevazı kişiliğiyle ringdeki vahşi gücü arasındaki kontrast, seriyi unutulmaz kılıyor.

 Yıl: 1993
 Sezon: 1
 Bölüm: 101
 Yapımcı: Toei Animation
 Platform: Internet
 IMDb Puanı: 8.7

Konusu:

Slam Dunk, lise öğrencisi Hanamichi Sakuragi’nin basketbolla tanışma hikâyesini konu alır. Başta sadece kızları etkilemek için basketbol takımına giren Sakuragi, zamanla bu spora aşık olur ve yeteneğini keşfeder. Takım arkadaşlarıyla birlikte, Shohoku Lisesi’ni Japonya’nın en iyileri arasına sokma mücadelesi başlar.

Basketbolun taktiklerini, sahadaki rekabeti ve oyuncuların kişisel gelişimlerini detaylı şekilde işleyen seri, hem spor tutkusunu hem de gençlik enerjisini mükemmel bir şekilde harmanlar. Her maç, izleyicide “bir bölüm daha” dedirten bir heyecan yaratır.

Benim yorumum: Slam Dunk, sadece basketbol değil; gençlik, arkadaşlık ve azim üzerine de çok güçlü mesajlar veriyor. İzlerken hem kahkaha atıyorsun hem de final düdüğünde gözlerin dolabiliyor. Spor animeleri arasında kesinlikle bir kilometre taşı.

 Yıl: 2014
 Sezon: 4
 Bölüm: 85+
 Yapımcı: Production I.G
 Platform: Netflix / Internet
 IMDb Puanı: 8.7

Konusu:

Haikyuu!!, voleybola gönül vermiş küçük boylu ama dev yürekli Shoyo Hinata’nın hikâyesini anlatır. Hinata, idolü “Küçük Dev”in izinden giderek Karasuno Lisesi’ne girer ve burada kaderi, eski rakibi Tobio Kageyama ile kesişir. İkilinin sürekli çatışan ama birbirini tamamlayan enerjisi, takımı zirveye taşıyacak serüvenin başlangıcıdır.

Her sezon, voleybol sahasında gerçekçi ve heyecanlı maçlarla doludur. Karakterler sadece oyuncu olarak değil, insan olarak da gelişir. Dostluk, azim, hırs ve pes etmemek gibi evrensel duygular, izleyiciyi adeta sahaya çekip oyunun bir parçası yapar.

Benim yorumum: Haikyuu!! izlerken sadece voleybolu değil, takım ruhunu da en saf haliyle hissediyorsun. Karakterlerin terini, nefesini ve yüreğini neredeyse kendi kalbinde duyuyorsun. Spor animesi sevmeyen biri bile bu seriye başlayınca kendini maçların içinde buluyor.

 Yıl: 2006
 Sezon: 8+ (farklı yapımlar)
 Bölüm: 350+
 Yapımcı: Sunrise
 Platform: Internet
 IMDb Puanı: 8.7

Konusu:

Gintama, Edo döneminde geçen ama bir o kadar da absürt olan bir hikâyeyi işler. Dünya, uzaylıların istilasına uğramıştır ve samurayların hüküm sürdüğü dönem altüst olmuştur. Bu kaosun ortasında, samuray Gintoki Sakata ve onun etrafında şekillenen dostlarının komedi dolu maceraları izleyiciyi karşılar.

Seri, aksiyon, dram ve parodiyi o kadar güzel harmanlar ki, izleyici bir bölümde kahkahalara boğulurken diğer bölümde gözyaşlarına hâkim olamayabilir. Anime dünyasındaki klişelerin tiye alındığı sahneler, parodi şakaları ve beklenmedik dramatik anlar Gintama’yı benzersiz kılar.

Benim yorumum: Gintama, uzun soluklu serilerin kralı olabilir. İzlerken bir yandan anime kültürünü alaya alıyor, bir yandan da inanılmaz derin karakter gelişimleri sunuyor. “Bir anime hem bu kadar güldürüp hem de bu kadar duygulandırabilir mi?” sorusunun cevabı Gintama’dır.

 Yıl: 1997
 Sezon: 1
 Bölüm: 25
 Yapımcı: OLM
 Platform: Internet
 IMDb Puanı: 8.7

Konusu:

Berserk, Guts isimli paralı askerin hikâyesini anlatır. Çocuk yaşta savaş meydanlarında büyüyen Guts, devasa kılıcı ve inanılmaz gücüyle ölümcül bir savaşçıya dönüşür. Hikâyede, kaderin acımasız çarkları arasında sıkışıp kalmış karakterlerin dramı ve ihanetlerle dolu yolculukları ele alınır. En büyük kırılma noktası ise, Guts’un Griffith ile yollarının kesişmesi ve “Şahinler Birliği”ne katılmasıdır.

Bu anime, karanlık atmosferi, psikolojik yoğunluğu ve acımasız şiddet sahneleriyle diğer shounen serilerinden ayrılır. Savaşın kanlı yüzü, insan doğasının karanlık yanları ve dostluk–ihanet temaları izleyiciyi derin düşüncelere sürükler.

Benim yorumum: Berserk, izlerken kalbine ağır bir taş oturtuyor. Savaşın sadece fiziksel değil, ruhsal bir yıkım olduğunu gösteren sahneler unutulmaz. Özellikle Griffith ile Guts arasındaki dostluk ve ihanet hikâyenin bel kemiği. Gerçek anlamda “yetişkin” bir anime arayanlar için efsanevi bir eser.

 Yıl: 2015
 Sezon: 2
 Bölüm: 24 + OVA
 Yapımcı: Madhouse (S1), J.C. Staff (S2)
 Platform: Netflix, Internet
 IMDb Puanı: 8.7

Konusu:

Saitama, sıradan bir görünüme sahip ama aslında insanüstü güçlere sahip bir kahramandır. Öyle güçlüdür ki, karşısına çıkan her düşmanı tek yumrukla yere serer. Bu durum, ilk başta eğlenceli gibi görünse de kısa sürede onun için büyük bir sıkıntıya dönüşür: Çünkü hiçbir savaş artık heyecan verici değildir. Saitama, “gerçek bir rakip” arayışıyla hem kahraman dünyasında yer edinmeye hem de kendine anlam katmaya çalışır.

Hikâye, sadece aksiyon sahneleriyle değil, aynı zamanda kahramanlık kavramını hicveden mizahi yaklaşımıyla da öne çıkar. Hero Association’ın tuhaf kahramanları, abartılı kötü karakterler ve epik dövüş sahneleri animeyi eğlenceli bir hale getirir.

Benim yorumum: One Punch Man, klasik shounen formülünü ters yüz ederek “yenilmez kahraman” klişesine komik bir bakış getiriyor. Saitama’nın umursamaz tavırları ve dramatik ama absürt yan karakterler, animeyi sadece aksiyon değil aynı zamanda kahkaha dolu bir deneyime dönüştürüyor. Özellikle ilk sezonun görselliği hâlâ dillere destan!

 Yıl: 2006
 Sezon: 2
 Bölüm: 50
 Yapımcı: Sunrise
 Platform: Internet
 IMDb Puanı: 8.7

Konusu:

Britannia İmparatorluğu, Japonya’yı işgal ederek “Area 11” adını verdiği bir sömürgeye dönüştürür. Bu dünyada, sıradan bir öğrenci gibi görünen Lelouch Lamperouge, gizemli bir güç kazanır: Geass. Bu güç, insanların gözlerine bakarak onlara istediğini yaptırabilmesini sağlar. Lelouch, bu yeteneğini kullanarak hem Japonya’yı özgürleştirmek hem de kız kardeşi Nunnally için daha adil bir dünya kurmak ister.

Ancak bu savaş, yalnızca silahlarla değil, stratejilerle kazanılır. Lelouch’un zekâsı, satranç taşlarını andıran hamlelerle düşmanlarını alt ederken, aynı zamanda kendi vicdanı ve insanlığıyla da büyük bir savaş verir. Arkadaşlık, ihanet, güç ve fedakârlık temaları dizinin merkezinde öne çıkar.

Benim yorumum: Code Geass, hem aksiyon isteyenleri hem de derin hikâyeleri sevenleri tatmin eden bir seri. Özellikle Lelouch’un zeka dolu hamleleri ve karizmatik liderliği, izleyiciyi ekrana kilitliyor. Finali ise anime tarihinin en unutulmaz sahnelerinden biri olarak hâlâ tartışılıyor. Satranç gibi düşünmeyi seven herkes için biçilmiş kaftan.

 Yıl: 2004
 Sezon: 1
 Bölüm: 74
 Yapımcı: Madhouse
 Platform: Internet
 IMDb Puanı: 8.7

Konusu:

Almanya’da yaşayan dahi beyin cerrahı Dr. Kenzo Tenma, bir gün hayatını değiştirecek bir karar alır: Belediye başkanını ameliyat etmek yerine acil servise getirilen küçük bir çocuğu kurtarır. Bu seçim, onun hem kariyerini hem de hayatını altüst eder. Çünkü kurtardığı çocuk, büyüdüğünde Avrupa tarihinin en soğukkanlı ve zeki seri katillerinden biri olacaktır.

Seri boyunca Dr. Tenma, vicdanıyla ve kararlarının sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalır. Avrupa sokaklarında geçen bu karanlık yolculuk, sadece bir suç hikâyesi değil; aynı zamanda insan doğasının en karanlık yanlarına tutulmuş bir ayna gibidir. “Bir insan doğuştan mı canavardır, yoksa toplum mu onu bir canavara dönüştürür?” sorusu dizinin merkezinde yer alır.

Benim yorumum: Monster, tipik shounen ya da fantastik anime arayanlar için değil; daha çok psikolojik gerilim sevenlere hitap ediyor. Yavaş ama yoğun ilerleyen hikâyesiyle sizi içine çekiyor. Özellikle Johann Liebert karakteri, anime tarihinin en korkutucu ve unutulmaz antagonistlerinden biri. Eğer sabırlı bir izleyiciyseniz, bu seriyi kesinlikle kaçırmamalısınız.

 Yıl: 2007
 Sezon: 21
 Bölüm: 500
 Yapımcı: Pierrot
 Platform: Crunchyroll / Internet
 IMDb Puanı: 8.7

Konusu:

Naruto Uzumaki’nin küçük bir yaramazdan olgun bir ninjaya dönüşümünün destansı yolculuğunu anlatan Shippûden, orijinal serinin kaldığı yerden başlıyor. Naruto, köyüne geri döner ve hem eski dostlarıyla yeniden buluşur hem de Akatsuki gibi daha büyük tehditlerle yüzleşir. Bu dönemde karakterler artık çocuk değil, yetişkinliğe adım atan gençlerdir ve sorumlulukları da çok daha ağırdır.

Seri boyunca dostluk, kayıplar, fedakârlıklar ve tabii ki epik dövüş sahneleri izleyiciyi büyüler. Sasuke’nin karanlık yolculuğu, Naruto’nun köy tarafından kabul görme mücadelesi ve savaşın ortasında verilen zorlu kararlar, seriyi duygusal açıdan da güçlü kılar.

Benim yorumum: Shippûden, hem aksiyonuyla hem de duygusal derinliğiyle anime tarihinin en ikonik yapımlarından biri. Herkesin en az bir kez ağladığı sahne vardır (Itachi bölümlerini hatırlayanlar bilir ). Uzun olmasına rağmen bitirdiğinizde bir boşluğa düşüyorsunuz. Bu yüzden “en iyi animeler” listesinde olmayı kesinlikle hak ediyor.

 Yıl: 1986
 Sezon: 1
 Bölüm: 21
 Yapımcı: Toei Animation
 Platform: Internet
 IMDb Puanı: 8.8

Konusu:

Japonya’nın dağlık bölgelerinde geçen bu efsanevi anime, Gin adında cesur bir köpeğin hikâyesini anlatıyor. Gin, sıradan bir av köpeği olarak doğsa da kısa sürede olağanüstü cesareti ve liderlik yetenekleriyle ön plana çıkıyor. Onun en büyük mücadelesi ise dev ayıları alt etmek ve kendi sürüsünü korumak oluyor.

Seri, köpeklerin gözünden anlatıldığı için alışılmışın dışında bir atmosfer sunuyor. İnsan karakterler olsa da, odak tamamen köpeklerin dünyası ve onların birbirleriyle olan bağları üzerine. Dostluk, sadakat ve cesaret, hikâyenin ana temasını oluşturuyor.

Benim yorumum: Ginga, “hayvan merkezli animeler” arasında en unutulmazlardan biri. Özellikle köpek sevenlerin kalbini kazanacak sahneler var. Bazı bölümler oldukça duygusal ve sert; yani sadece çocuklara değil, yetişkinlere de hitap eden bir yapım. İzlerken bazen “bu sahne 80’lerde mi yayınlandı gerçekten?” diye şaşırıyorsunuz.

 Yıl: 1978
 Sezon: 1
 Bölüm: 26
 Yapımcı: Nippon Animation
 Platform: Internet
 IMDb Puanı: 8.8

Konusu:

Dünya, büyük bir savaş sonrası neredeyse yok olma noktasına gelmiştir. Kıtalar batmış, nüfus azalmış ve insanlık yeni bir düzen kurmaya çalışmaktadır. İşte bu post-apokaliptik dünyada Conan adlı enerjik ve cesur bir çocukla tanışıyoruz. Onun hayatı, denizin ortasında bir adada başlıyor ve kısa sürede insanlık için büyük bir maceraya dönüşüyor.

Conan, sadece macera değil, aynı zamanda dostluk ve umut üzerine kurulmuş bir karakter. Çocuk yaşta olmasına rağmen sorumluluk alıyor, cesareti ve saf kalbiyle izleyiciyi hemen kendine bağlıyor. Hikâye boyunca hem kötü niyetli insanlarla hem de doğanın zorluklarıyla mücadele ediyor.

Benim düşüncem: 70’lerin animesi olmasına rağmen hâlâ izlenebilirliğini koruyor. Özellikle Hayao Miyazaki’nin (Studio Ghibli’nin kurucularından) imzasını taşıdığı için, hikâye anlatımı ve çizim tarzı inanılmaz derecede sıcak. Eski ama zamansız bir yapım; anime tarihini anlamak isteyen herkesin listesine girmeli.

 Yıl: 2009
 Sezon: 1
 Bölüm: 26
 Yapımcı: Madhouse
 Platform: Internet
 IMDb Puanı: 8.8

Konusu:

İlk seride temelleri atılan hikâye bu kez daha sert ve daha heyecanlı şekilde sürüyor. Ippo, artık amatör bir boksör değil; şampiyonluk yolunda hızla ilerleyen, rakiplerine korku salan genç bir sporcu. Ama bu yolculuk kolay değil çünkü karşısına çıkan rakipler çok daha güçlü, çok daha tecrübeli.

New Challenger, dövüş sahneleriyle gerçekten izleyiciyi koltuğa çiviliyor. Yumrukların ağırlığını, ringdeki tansiyonu hissetmek mümkün. Bunun yanında, Ippo’nun takım arkadaşları ve rakiplerinin kişisel hikâyelerine de yer verilerek seriye daha fazla derinlik katılmış.

Kendi görüşüm: Bu sezonu izlerken insan ister istemez Ippo ile birlikte ringe çıkıyormuş gibi hissediyor. Karakterlerin azmi, teri ve mücadelesi o kadar gerçekçi ki, motivasyon kaynağı oluyor. Sporla ilgilenmeseniz bile içinizde “koşuya başlasam mı acaba?” hissi uyandırıyor.

 Yıl: 2014 – 2016
 Sezon: 2
 Bölüm: 20 (+ özel bölümler)
 Yapımcı: Artland
 Platform: Internet
 IMDb Puanı: 8.8

Konusu:

“Mushi” adı verilen, gözle görülmesi zor, doğaüstü varlıkların yaşadığı bir dünyadasınız. Bu varlıklar insanlarla etkileşime girebilir, kimi zaman şifa olurken kimi zaman da hastalık ve felaketlerin sebebi olabilir. İşte tam bu noktada Ginko adındaki “Mushi-shi” yani mushi uzmanı devreye giriyor. Onun görevi, mushi ile insanlar arasındaki dengeyi sağlamak.

Seri, bölüm bölüm farklı insan hikâyelerini işler. Her bölüm bağımsız bir öykü gibi ilerler ama hepsinde ortak tema doğa, yaşam, ölüm ve varoluşun anlamıdır. Atmosfer o kadar huzurlu ki, adeta bir meditasyon yapıyormuşsunuz gibi hissedersiniz. Sessizliğiyle bile sizi içine çeker.

Benim yorumum:  Dövüş, bağırış çağırış ya da klişe karakterler yok. Sadece dinginlik, doğanın güzelliği ve derin felsefi sorgulamalar var. Özellikle kafa dağıtmak istediğiniz bir dönemde izlerseniz terapi etkisi yapıyor diyebilirim.

 Yıl: 1989 – 1996
 Sezon: 9
 Bölüm: 291
 Yapımcı: Toei Animation
 Platform: Crunchyroll / Internet
 IMDb Puanı: 8.8

Konusu:

Evet, Dragon Ball Z’nin IMDb’de farklı kayıtları bulunuyor ve her biri ayrı ayrı yüksek puan toplamış durumda. Bu sürüm de aynı şekilde Goku’nun maceralarını, Saiyan kökenini öğrenmesini ve giderek artan güç seviyeleriyle mücadelelerini konu alıyor. Freeza, Cell ve Buu gibi anime tarihine damga vurmuş kötü karakterler yine sahnede.

Seri sadece dövüş sahneleriyle değil, karakter gelişimleriyle de izleyiciyi içine çekiyor. Vegeta’nın gururdan fedakârlığa giden yolculuğu, Gohan’ın çocukluktan kahramanlığa evrilişi unutulmaz anlar arasında. DBZ aslında dostluğun, inancın ve asla pes etmemenin koca bir manifestosu gibi.

Benim yorumum: İtiraf edeyim, DBZ bazen “çok uzatıyorlar” dedirtiyor  ama bir bakmışsın yine ekrana kitlenmişsin. Çünkü o savaşların yarattığı heyecanı başka hiçbir anime veremiyor. Goku’nun her yeni dönüşümü, “acaba bundan sonra ne olacak?” sorusuyla kalbimizi hızlandırıyor.

 Yıl: 2000 – 2002
 Sezon: 1 (ardından OVA ve devam serileri mevcut)
 Bölüm: 75
 Yapımcı: Madhouse
 Platform: Crunchyroll / Internet
 IMDb Puanı: 8.8

Konusu:

Sıradan ve içine kapanık bir lise öğrencisi olan Ippo Makunouchi, sürekli zorbalığa uğrayan çekingen bir gençtir. Bir gün profesyonel bir boksör tarafından kurtarılır ve kendisini bir spor salonunda bulur. Burada boksa olan doğal yeteneğini keşfeder ve hayatı kökten değişir.

Anime, yalnızca ringdeki yumruklardan ibaret değil. Ippo’nun antrenmanları, pes etmeyen azmi ve arkadaşlarıyla olan ilişkileri izleyiciyi derinden etkiler. Özellikle dövüş sahneleri inanılmaz detaylıdır; yumrukların gücü, stratejiler ve karakterlerin psikolojisi izleyenlere gerçek bir sporun heyecanını yaşatır.

Benim yorumum: Hajime no Ippo, motivasyon arayan herkesin izlemesi gereken bir seri. İzlerken insanın kalkıp spor salonuna gitme isteği geliyor.  Ippo’nun her yumruğu, “çalışırsan imkânsız yok” mesajını izleyicinin kalbine işliyor.

 Yıl: 1989 – 1996
 Sezon: 9
 Bölüm: 291
 Yapımcı: Toei Animation
 Platform: Crunchyroll / Internet
 IMDb Puanı: 8.8

Konusu:

Dragon Ball Z, sadece bir anime değil; koca bir neslin çocukluğunu şekillendiren kült bir yapım. Hikâye, Goku’nun Saiyan ırkına ait olduğunu öğrenmesiyle başlıyor ve gezegenimizi, hatta tüm evreni tehdit eden düşmanlarla mücadelesini konu alıyor. Vegeta, Freeza, Cell ve Majin Buu gibi anime tarihinin en unutulmaz antagonistleri, bu seride hayat buluyor.

Savaş sahneleri, güç dönüşümleri ve “dostluk için savaşma” teması Z’nin temel taşlarını oluşturuyor. Özellikle Super Saiyan dönüşümü, anime dünyasında bir dönüm noktası olmuş ve tüm hayranların hafızasına kazınmış bir sahne.

Benim yorumum: DBZ, belki modern animeler kadar teknik açıdan kusursuz olmayabilir ama heyecanı, temposu ve verdiği gazla hala zirvede. Goku’nun “Kamehamehaaa!” diye bağırdığı o anı izleyip de tüyleri diken diken olmayan yoktur.

 Yıl: 2011
 Sezon: 1
 Bölüm: 24 (+OVA & Film)
 Yapımcı: White Fox
 Platform: Netflix / Crunchyroll
 IMDb Puanı: 8.8

Konusu:

Steins;Gate, bilim kurgu ve dramı mükemmel şekilde harmanlayan bir anime. Hikâye, kendini “çılgın bilim adamı” ilan eden Rintarou Okabe ve arkadaşlarının tesadüfen geçmişe mesaj gönderebilen bir zaman makinesi keşfetmesiyle başlıyor. Başta eğlenceli gibi görünen bu deneyler, zamanla büyük felaketlere yol açıyor.

Zaman çizgileri arasındaki geçişler, kelebek etkisiyle ortaya çıkan korkunç sonuçlar ve karakterlerin verdikleri zor kararlar izleyiciyi ekrana kilitliyor. Özellikle Okabe’nin “deli gibi” halleri ile acı dolu anları arasındaki dönüşümler, animeye ayrı bir derinlik katıyor. Ayrıca Kurisu ile olan duygusal bağ, serinin kalbini oluşturuyor.

Benim gözümde Steins;Gate, “zaman yolculuğu animesi denince akla gelen ilk yapım”dır. Hem bilimsel teorileri zekice işliyor hem de seni karakterlerin duygusal yolculuğuna ortak ediyor. Son bölüm geldiğinde “ben de Okabe’nin yanında savaştım” hissine kapılmamak imkânsız.

 Yıl: 2019 – devam ediyor
 Sezon: 2
 Bölüm: 48
 Yapımcı: Wit Studio (S1) / MAPPA (S2)
 Platform: Netflix / Amazon Prime
 IMDb Puanı: 8.8

Konusu:

Vinland Saga, Vikinglerin hüküm sürdüğü acımasız Orta Çağ dünyasında geçen bir intikam ve olgunlaşma hikâyesi. Küçük yaşta babası gözlerinin önünde öldürülen Thorfinn, katilinin peşine düşerek intikam yemini eder. Ancak yıllar boyunca yaşadığı savaşlar ve yolculuklar, onu yalnızca bir intikamcı değil, aynı zamanda hayatın gerçeklerini sorgulayan bir adam haline getirir.

Anime, sadece dövüş sahneleriyle değil, aynı zamanda savaşın insanlar üzerindeki yıkıcı etkilerini anlatmasıyla öne çıkıyor. Karakterlerin psikolojik derinliği, “gerçek güç nedir?” sorusu ve barış dolu bir toprak hayali olan Vinland fikri, hikâyeyi sıradan bir savaş animesinden çok daha ileriye taşıyor. Özellikle Askeladd karakteri, anime tarihinin en karizmatik ve zeki figürlerinden biri olarak unutulmazlar arasına giriyor.

Benim yorumum: Vinland Saga’yı izlerken hem epik savaş sahnelerine hayran kalıyorsun hem de “intikam mı, barış mı?” ikilemini sorguluyorsun. Bir noktadan sonra dövüşlerden çok karakterlerin iç dünyasına odaklanmaya başlıyorsun. Kısacası, Viking atmosferi + dramatik hikâye arıyorsan, bu anime tam sana göre!

 Yıl: 1998 – 1999
 Sezon: 1
 Bölüm: 26 + 1 Film
 Yapımcı: Sunrise
 Platform: Netflix / Crunchyroll
 IMDb Puanı: 8.9

Konusu:

Cowboy Bebop, uzak gelecekte geçen bir uzay westerni. 2071 yılında, uzayda ödül avcıları yani “Cowboy”lar suçluları yakalayarak para kazanmaya çalışıyor. Hikâyemiz de Bebop isimli uzay gemisinde yaşayan Spike Spiegel, Jet Black, Faye Valentine, Ed ve sevimli köpek Ein’in maceralarını takip ediyor. Her bölüm farklı bir suçluya, farklı bir maceraya odaklansa da ana hikâye Spike’ın geçmişiyle yüzleşmesi etrafında şekilleniyor.

Cowboy Bebop’u özel yapan şeylerden biri, inanılmaz atmosferi. Jazz müzikleriyle dolu soundtrack, film kalitesinde animasyonlar ve farklı türlerin harmanlandığı öyküler sayesinde bu anime, zamansız bir başyapıt haline geliyor. Spike’ın felsefi sözleri, Jet’in olgun tavırları, Faye’in gizemli geçmişi… Hepsi birleşince ortaya unutulmaz bir ekip çıkıyor.

Benim yorumum: Cowboy Bebop sadece bir anime değil, tam anlamıyla bir deneyim. İzlerken bir yandan eğleniyor, bir yandan hayatın anlamını sorguluyorsun. Açılış müziği “Tank!” hâlâ en ikonik anime opening’lerinden biri. Eğer “en iyi animeler” arasında kült bir yapım arıyorsan, Cowboy Bebop kesinlikle listenin zirvesinde yer almayı hak ediyor.

 Yıl: 2006 – 2007
 Sezon: 1
 Bölüm: 37
 Yapımcı: Madhouse
 Platform: Netflix
 IMDb Puanı: 8.9

Konusu:

Death Note, “mutlak güç mutlak yozlaşmaya yol açar” temasını en çarpıcı şekilde işleyen animelerden biri. Hikâye, lise öğrencisi Light Yagami’nin ölüm meleği Ryuk tarafından dünyaya düşürülen gizemli defteri bulmasıyla başlıyor. Bu deftere birinin adını yazdığında, o kişi kısa süre içinde ölüyor. Light, dünyadaki suçluları tek tek ortadan kaldırarak “yeni dünyanın tanrısı” olmayı kafasına koyuyor. Ancak karşısına, zekâsı ve gizemli kişiliğiyle unutulmaz bir karakter olan L çıkıyor.

Light ile L arasındaki zihin savaşları, Death Note’un en güçlü yanı. İkili arasındaki gerilim öyle iyi yazılmış ki izlerken adeta satranç oyununa şahit oluyormuş gibi hissediyorsun. İpuçları, stratejiler, psikolojik hamleler… Hepsi seni ekranın başına kilitliyor.

Benim yorumum: Death Note’u ilk kez izlediğimde “anime böyle de olabiliyormuş” dedim. Aksiyon sahneleri çok fazla olmasa da sürükleyiciliği inanılmaz. Özellikle ilk yarısı tam bir şaheser; L ve Light arasındaki rekabet tarihin en ikonik çatışmalarından biri. “En iyi animeler” listesinde olması kesinlikle haklı çünkü izleyen herkese sorgulatan bir yapısı var: “Sen olsan bu gücü nasıl kullanırdın?”

 Yıl: 1988 – 1997
 Sezon: OVA serisi
 Bölüm: 110
 Yapımcı: Artland / Magic Bus
 Platform: İnternet
 IMDb Puanı: 9.0

Konusu:

Legend of the Galactic Heroes, adından da anlaşılacağı üzere bir uzay destanı. Hikâye, galaksiyi kontrol etmek için yüzyıllardır savaşan iki büyük güç etrafında dönüyor: aristokrat yapısıyla otoriter Galaktik İmparatorluk ve sözde özgürlüğü savunan ama yozlaşmış Özgür Gezegenler İttifakı. Bu savaşın merkezinde ise iki dahinin kaderi var: İmparatorluk tarafında strateji ustası Reinhard von Lohengramm, ittifak tarafında ise zeki ama mütevazı Yang Wen-li.

Seri, sadece savaş sahneleriyle değil, politik entrikaları ve ideolojik çatışmalarıyla da öne çıkıyor. Demokrasi ve diktatörlük arasındaki ince çizgi, özgürlük kavramının ne kadar kırılgan olabileceği ve liderliğin sorumlulukları gibi konular derinlemesine işleniyor. Her bölümde izleyiciye hem aksiyon hem de felsefi düşünceler sunuluyor.

Benim için bu anime, bir bilim kurgu serisinden çok daha fazlası. İzlerken adeta tarihi bir belgesel tadı alıyorsun ama sahneler öyle yoğun ki sıkılmaya fırsat bırakmıyor. “En iyi animeler” listesinde yer alması hiç şaşırtıcı değil çünkü bu seri, hem zekâ hem de duygusal yoğunluğu aynı potada eritmeyi başarmış bir başyapıt.

 Yıl: 2011 – 2014
 Sezon: 6
 Bölüm: 148
 Yapımcı: Madhouse
 Platform: Netflix / Crunchyroll
 IMDb Puanı: 9.0

Konusu:

Hunter x Hunter, maceracı ruhu ve derin kurgusuyla anime dünyasının en parlak yapımlarından biri. Hikâye, küçük yaşta annesiz büyüyen Gon Freecss’in, yıllardır görmediği babasını bulmak için “Hunter” olma yoluna girmesiyle başlıyor. Hunter olmak, dünyadaki en zorlu işlerden biri; keşiflerden suçluların yakalanmasına, gizemli bölgelerde hayatta kalmaya kadar sayısız tehlikeyi göze almak demek.

Gon’un yolculuğu sırasında tanıştığı Killua, Kurapika ve Leorio, hikâyeye sadece renk katmakla kalmıyor; her biri kendi geçmişi ve motivasyonlarıyla izleyiciye farklı duygular yaşatıyor. Özellikle “Chimera Ant Arc” kısmı, sadece shounen türünün değil, tüm anime tarihinin en güçlü hikâye bölümlerinden biri olarak kabul ediliyor. Burada insan doğasının karanlık yönleri, empati ve vahşet kavramları ustaca işleniyor.

Benim yorumum: Hunter x Hunter, sadece dövüşlerden ibaret bir seri değil. Stratejik zekâ, dostluk, ihanet ve insanın kendi sınırlarını zorlaması üzerine derin dersler veriyor. Gon ve Killua’nın dostluğu ise izleyicinin kalbine kazınıyor. Bitirdiğinde daha fazlasını istemek garantili.

 Yıl: 1999 – devam ediyor
 Sezon: 20+
 Bölüm: 1100+
 Yapımcı: Toei Animation
 Platform: Netflix / Crunchyroll
 IMDb Puanı: 9.0

Konusu:

One Piece, korsanların özgürlük uğruna çıktıkları epik yolculuğu anlatıyor. Hikâyemiz, lastik vücutlu genç korsan Monkey D. Luffy’nin, efsanevi hazine “One Piece”i bulup korsanlar kralı olma hayaliyle başlıyor. Luffy, yol boyunca farklı geçmişlere sahip, birbirinden renkli karakterleri tayfasına katarak büyük bir aile kuruyor. Straw Hat Korsanları sadece bir mürettebat değil, izleyiciye “gerçek dostluk” kavramını hissettiren bir ekip.

One Piece’in en özel tarafı, dünya kurulumundaki derinlik. Her ada, her yeni karakter aslında farklı bir kültürü, toplumsal sorunu ya da insani duyguyu temsil ediyor. Eiichiro Oda’nın detaycılığı sayesinde izlediğin hikâye sadece bir macera değil, aynı zamanda büyük bir sosyal eleştiri niteliği taşıyor. Bu yüzden uzun süredir devam etmesine rağmen hâlâ taze kalmayı başarıyor.

Benim yorumum: One Piece’e başlamak ilk bakışta göz korkutabilir çünkü bölüm sayısı devasa. Ama bir kere başlarsan bağımlılık yapıyor. Aksiyon, komedi, dram ve dostluğun bir arada olduğu bu hikâyeyi izlerken “işte bu yüzden anime izliyorum” diyorsun.

 Yıl: 2009 – 2010
 Sezon: 1
 Bölüm: 64
 Yapımcı: Bones
 Platform: Netflix / Crunchyroll
 IMDb Puanı: 9.1

Konusu:
Fullmetal Alchemist: Brotherhood, simyanın hüküm sürdüğü alternatif bir dünyada iki kardeşin trajik ve umut dolu hikâyesini anlatıyor. Edward ve Alphonse Elric, ölen annelerini geri getirmek için yasak bir simya deneyi yaparlar. Fakat deney korkunç bir şekilde ters gider; Edward kolunu ve bacağını, Alphonse ise tüm bedenini kaybeder. İki kardeş, kaybettiklerini geri alabilmek için “felsefe taşı”nı aramak üzere tehlikeli bir yolculuğa çıkar.

Bu yolculuk sadece aksiyon ve macerayla dolu değil; aynı zamanda fedakârlık, günah, kurtuluş ve insan olmanın anlamı gibi derin konulara da değiniyor. Karakterlerin her biri, kendine özgü dramları ve güçlü motivasyonlarıyla hikâyeyi daha da zenginleştiriyor. Özellikle Edward ve Alphonse’un kardeşliği, izleyen herkesin kalbine dokunuyor.

Benim gözümde FMA: Brotherhood, anime tarihinde “kusursuza en yakın” yapımlardan biri. Hem aksiyonuyla seni ekrana kilitliyor hem de düşündürücü hikâyesiyle sana hayat dersi veriyor. Bitirdiğinde “keşke tekrar izleyebilsem” hissi bırakan nadir eserlerden.

 Yıl: 2013 – 2023
 Sezon: 4
 Bölüm: 87
 Yapımcı: Wit Studio / MAPPA
 Platform: Netflix / Crunchyroll
 IMDb Puanı: 9.1

Konusu:

Attack on Titan, insanlığın devasa yaratıklar olan Titanlardan korunmak için yüksek duvarların arkasına saklandığı karanlık bir dünyada geçiyor. Hikâye, annesi Titanlar tarafından öldürülen Eren Yeager’in intikam yemini etmesiyle başlıyor. Ancak olaylar ilerledikçe hem Titanların gerçek yüzü hem de insanlığın sırları ortaya çıkıyor ve hikâye bambaşka bir boyut kazanıyor.

Bu anime sadece epik savaş sahneleriyle değil, aynı zamanda politik entrikaları, insan doğasının karanlık yanlarını ortaya koyması ve özgürlük arayışını felsefi bir şekilde ele almasıyla da öne çıkıyor. Her sezon öncekinin üzerine koyarak ilerliyor ve finalinde izleyiciyi büyük bir duygusal sorgulamanın içine bırakıyor.

Benim için Attack on Titan, yalnızca bir aksiyon animesi değil, tam anlamıyla edebi bir eser gibi. “İnsanlık için özgürlük nedir?” sorusunu öyle güçlü bir şekilde soruyor ki, izlerken hem heyecanlanıyor hem de derin düşüncelere dalıyorsun. İzledikten sonra uzun süre etkisinden çıkamayacağın, devasa bir hikâye.

Yeni Animeler henüz bu listeye giremedi. Fakat mutlaka bu listeye girecek anime:

 Bonus: Solo Leveling

 Yayın Yılı: 2024
 Sezon: 2 (devam edecek)
 Bölüm Sayısı: 11
 Yapımcı: A-1 Pictures
 Platform: Crunchyroll, internet

Solo Leveling, aslında Güney Kore çıkışlı bir webtoon uyarlaması. Hikâye, “Avcı” olarak bilinen özel yetenekli insanların canavarlarla savaştığı bir dünyada geçiyor. Ancak kahramanımız Sung Jin-Woo, en zayıf avcı olarak biliniyor. Her göreve ölüm korkusuyla gitmesine rağmen bir gün kaderi değişiyor: gizemli bir “sistem” tarafından seçilerek güçlenmeye başlıyor. Artık her dövüş, onun için bir “level atlama” şansı. RPG oyun havasını birebir animeye yansıtan Solo Leveling, izleyiciyi hızlıca içine çekiyor.

Zamanla Jin-Woo’nun güçlenmesi, zayıf bir avcıdan “tek başına ordu” olabilecek kadar kudretli birine dönüşmesi, seriyi tam bir adrenalin şovuna çeviriyor. Dövüş sahneleri görsel şölen gibi, karakter gelişimi de izleyiciyi ekrana bağlıyor.

Benim yorumum:
Solo Leveling’i ilk bölümlerinden itibaren izlerken hissettiğim şey şu oldu: “Bu gerçekten oyun oynuyormuşsun gibi hissettiriyor.”  Jin-Woo’nun güçlenme yolculuğu, tam anlamıyla “underdog” hikâyesi sevenlere ilaç gibi. Ayrıca animasyon kalitesi A-1 Pictures sayesinde müthiş; özellikle gölge sahnelerinde tüyler diken diken oluyor. Eğer henüz başlamadıysanız, kesinlikle listelere bonus olarak eklenmeyi hak eden bir yapım.